Acı Ninni Şiir İncelemesi


Acı Ninni
uyusun ay büyüsün camlar buğulanmasın
sen uyu uyusun bulutlar uyanmasın
ışıklar uyanmasın camlar buğulanmasın
sen uyu uyanmasın İstanbul uyusun
karagümrük uyusun fâtih uyusun
atatürk bulvarı’nda rüyalar büyüsün
sen uyu uyusun istanbul uyanmasın
gemiler uyanmasın camlar buğulanmasın

cibâli uyanmasın evliya gibi uyuyor

kuytulara sokulmuş yummuş gözlerini
dudakları kilitli kirpikleri dolaşık
uykusunun içinde bir çığlık dağılıyor
gözbebekleri kirli gölgeleri sırnaşık
cibâli korkuyor uykusu bölünmesin
uyusun büyüsün bulutlar uyanmasın
gemiler uyanmasın haliç buğulanmasın

bir yudum zehir gibi selim kaptan’ın uykusu

beykoz’u kaybetmiş beykoz’u
haliç’te arıyor unkapanı köprüsü
güyâ kadıköy’deymiş gemi demir tarıyor
dalgıç izzet rüyasının dibine inmiş
yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor
izzet’in gözlerini balıklar yemiş
ama nasıl büyük büyük uyuyorlar
uyusunlar sen uyu kimseler uyanmasın
cibâli uyanmasın kalbim buğulanmasın

biletçi şerif ali kontrol şevket’i dövüyor

gözlüklerini kırıyor bir kaşını yarıyor
şevket’in sol kaşından mürekkep akıyor
pencereler gözlerini yumuyorlar
ben şoförüm benim ellerim şoför
daha bir sefer taksim yapacağım
arabayı yağmurun altından çekmeli
yarın belki tarabya’dan denize uçacağım
cibâli yorgun bir mahkûm gibi gölgeli
uyuyor uyusun vakitsiz uyanmasın
garajlar uyanmasın camlar buğulanmasın

cibâli’nin uykusunu devler bekliyor istanbul bekliyor

marangoz serkis’in uykusunu ahmed’in uykusunu
büyük ocaklar gibi harıl harıl uyuyorlar
şahdamarlarından kâhtane deresi akıyor
bir orman heybetiyle karanlıkta büyüyorlar
rüzgârın gizli seslerini duyuyorlar
ninnisini duyuyorlar acı ninnisini
rüyalarına kırk haramiler giriyor
istanbul’un fırınları giriyor lokantaları
tezgâhları giriyor berber dükkânları
bulutlar dilim dilim yüreklerini yarıyor
ümidlerini bir hazine gibi saklıyorlar
saklasınlar uyusun ümidleri büyüsün
ay büyüsün uyusun bulutlar uyanmasın
cibâli uyanmasın camlar buğulanmasın
                                    Attila İlhan

Şiirin Biçim Yönünden İncelenmesi

Şiirin nazım birimi: Şiirin tamamı 5 bentten oluşmuştur. Her bentteki dize sayısı farklıdır. Şair, bent sistemini şiirin içeriğine bağlı olarak kurgulamıştır.

Şiirin ölçüsü: Şiirde “serbest ölçü” kullanmıştır.

Şiirin Ahenk Unsurları

Şair, şiirini ahenkli kılabilmek için alışılagelmiş kuralların dışına çıkarak farklı yollara başvurmuştur. Bunun için düzensiz uyaklara ve rediflere, kelime tekrarlarına yer vermiştir.

Şiirde ahengi sağlayan bir başka unsur da ses tekrarlarıdır. Şiirde geçen “dudakları kilitli kirpikleri dolaşık” dizesinde “k” ünsüzü sık kullanılarak aliterasyon; “sen uyu uyusun bulutlar uyanmasın” dizesinde “u” harfi kullanılarak asonans yapılmıştır. Şiirde bu tür dizelere sıkça rastlanmaktadır.

Şiir boyunca “uyusun, uyanmasın” kelimeleri tekrar edilerek şiirde hem ahenk güçlendirilmiş, hem de anlam bütünlüğü sağlanmıştır.

Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi 

Açıklama - Yorum

Attila İlhan’ın, “Yağmur Kaçağı” adlı kitabından alınan şiir, toplumsal gerçekçi bir bakış açısıyla “toplumun tepkisizliği” teması üzerine kurulmuştur.

Şair, İstanbul’daki bazı semtlere ve bazı mesleklerde çalışan insanlara sesleniyor, çalışan insanların yaşam tarzından kesitler sunuyor. Bu semtlerden bazıları “Karagümrük, Cibali, Beykoz, Kadıköy” gibi İstanbul’un bilinen semtleridir. Çalışanlardan bazılarıysa “Selim Kaptan, Dalgıç İzzet, Biletçi Şerif Ali, Kontrol Şevket, Marangoz Serkis” gibi halktan kişilerdir. Kişilerin meslekleriyle birlikte isimlerinin de belirtilmesi şiire daha gerçekçi bir anlam kazandırıyor.

Şair, asklında sadece İstanbul’a değil tüm yurda ve tüm çalışanlara seslenmektedir. Şiir boyunca geçen “uyusun, uyanmasın” kelimeleri toplumun tepkisizliğini dile getirmektedir. Şiirde geçen “camlar buğulanmasın” sözünden “hiçbir şey değişmesin, her şey aynen devam etsin” anlamı çıkmaktadır. Eğer çalışanların bu tepkisizliği devam ederse hiçbir şey değişmeyecek, çalışanlar sömürülmeye devam edecektir. Şair ise çalışanlardan yanadır. Onların ne zorluklara katlandığını bilmekte, emeklerinin karşılığını alabilmeleri için uyanmaları ve haklarını aramaları gerektiğine inanmaktadır.

Şiirde geçen “evliya gibi uyuyor” sözü, özellikle seçilmiştir. Yüzyıllarca cahil bırakılmış, ihmal edilmiş, sömürülmüş ve korkuyla yönetilmiş halk, aynı şekilde yaşamını sürdürmektedir. Bu uyku tüm yurdu kaplamış, her köşesine sinmiştir.

Şiirde karamsarlık havası sezilmektedir. Ancak şairin umudu her şeye rağmen tamamen yok olmamıştır, “ümidler” bir hazine gibi saklanmaktadır.

Şiirde Kullanılan İmgeler

“camlar buğulanmasın”, “evliya gibi uyuyor”, “kuytulara sokulmuş yummuş gözlerini”, “dudakları kilitli kirpikleri dolaşık”, “uykusunun içinde bir çığlık dağılıyor”, “gözbebekleri kirli gölgeleri sırnaşık”, “cibâli korkuyor uykusu bölünmesin”, “haliç buğulanmasın”, “bir yudum zehir gibi selim kaptan’ın uykusu”, “gemi demir tarıyor”, “dalgıç izzet rüyasının dibine inmiş”, “yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor”, “izzet’in gözlerini balıklar yemiş”, “kalbim buğulanmasın”, “şevket’in sol kaşından mürekkep akıyor”, “benim ellerim şoför”, “cibâli yorgun bir mahkûm gibi gölgeli”, “cibâli’nin uykusunu devler bekliyor” , “büyük ocaklar gibi harıl harıl uyuyorlar”, “bir orman heybetiyle karanlıkta büyüyorlar”, “rüzgârın gizli seslerini duyuyorlar”, “rüyalarına kırk haramiler giriyor”, “bulutlar dilim dilim yüreklerini yarıyor”, “ümidlerini bir hazine gibi saklıyorlar”

Şiirdeki Kişileştirmeler

“uyusun ay büyüsün”,  “uyusun bulutlar uyanmasın”, “ışıklar uyanmasın”, “gemiler uyanmasın”, “İstanbul uyusun”, “karagümrük uyusun”, “fâtih uyusun”, “cibâli uyanmasın”, “pencereler gözlerini yumuyorlar”, “garajlar uyanmasın”, “istanbul bekliyor”

Dil ve Anlatım

Şiirde oldukça sade, yalın ve akıcı bir Türkçe kullanılmıştır. Şiirde “gemiler uyanmasın haliç buğulanmasın”, “yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor” gibi alışılagelmişin dışında bazı ifadeler dikkat çekmektedir.

Şairin, belirlenmiş yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine uymadığı görülür. Noktalama işareti olarak; “beykoz’u”, “haliç’te”, “cibali’nin” gibi özel isimleri kesme işaretiyle ayırmış, bunun dışında hiçbir noktalama işareti kullanmamıştır.

Şair, şiir boyunca hiç büyük harf kullanmamıştır. Şairin bu tutumu ile ilgili bir açıklaması olmamasına rağmen Divan Edebiyatının etkisiyle bu yola başvurduğunu ya da “özgünlük adına yapmış olabileceğini varsayabiliriz.

Şiirin tamamı şairin iç konuşmalarından oluşmaktadır. Şair, anlatımında gösterme, hareket ögesi, betimleme tekniklerden yararlanmıştır.

Şiirin bazı dizelerinde açık iletiler (biletçi şerif ali kontrol şevket’i dövüyor / gözlüklerini kırıyor bir kaşını yarıyor /  arabayı yağmurun altından çekmeli), bazı dizelerinde ise örtük iletiler (pencereler gözlerini yumuyorlar / yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor /  büyük ocaklar gibi harıl harıl uyuyorlar) kullandığı görülür.

Şiirde toplumsal bir konu realist bir yaklaşımla işlenmiştir. Ancak şair, duygularını anlatırken lirik bir üslup kullanmıştır. Lirizm, Attila İlhan’ın şiirlerinde temel unsurlardan biridir.

Genel Değerlendirme

Şair, yaşadığı dönemin sosyal bir sorununu “toplumsal gerçekçi” bir bakış açısıyla dile getirmiştir. Şair, duygu ve düşüncelerini farklı bir üslup ve farklı imgelerle dile getiriyor. Şairin kendine özgü buluşları şiire ayrı bir özellik kazandırıyor. Türk edebiyatında istisna bir yere sahip olan şiir, içimizdeki duyguları coşturacak niteliktedir.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLAR

Yağmur Şiiri İncelemesi

Çoban Çeşmesi Şiir İncelemesi

Kaldırımlar Şiir İncelemesi

Otuz Beş Yaş Şiiri İncelemesi

Elli Kuruş Öykü İncelemesi