Yağmur Küçük, muttarit, muhteriz darbeler Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz Olur dem-be-dem nevha-ger, nağme-sâz Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz Küçük, muttarit, muhteriz darbeler Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır, Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır; Bulutlar karardıkça zerâta bir Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir; Bürür bir soğuk gölge etrâfı hep, Nümâyân olur gündüzün nısf-ı şeb. Söner şimdi, manzûr olurken demin Heyûlası karşımda bir âlemin. Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere; Bakıldıkça vahşet çöker yerlere. Geçer boş sokaktan, hayâlet gibi, Şitâbân u pûşîde-ser bir sabî O dem leyl-i yâdımda, solgun, tebâh, Sürür bir kadın bir ridâ-yı siyâh. Saçaklarda kuşlar –hazindir bu pek! – Susarlar, uzaktan ulur bir köpek. Öter gûş-ı rûhumda boş bir enîn, Boğuk bir tezâd-ı sükûn u tanîn: Küçük, pür-heves, gevherîn katreler Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz Olur, muttasıl nevha-ger, nağme-sâz Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz Küçük, pür-heves, g