Yağmur Şiiri İncelemesi


Yağmur

Küçük, muttarit, muhteriz darbeler
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Olur dem-be-dem nevha-ger, nağme-sâz
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâz
Küçük, muttarit, muhteriz darbeler

Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır,

Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır;

Bulutlar karardıkça zerâta bir

Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir;

Bürür bir soğuk gölge etrâfı hep,

Nümâyân olur gündüzün nısf-ı şeb.

Söner şimdi, manzûr olurken demin

Heyûlası karşımda bir âlemin.

Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere;

Bakıldıkça vahşet çöker yerlere.

Geçer boş sokaktan, hayâlet gibi,

Şitâbân u pûşîde-ser bir sabî

O dem leyl-i yâdımda, solgun, tebâh,

Sürür bir kadın bir ridâ-yı siyâh.

Saçaklarda kuşlar –hazindir bu pek! –

Susarlar, uzaktan ulur bir köpek.

Öter gûş-ı rûhumda boş bir enîn,

Boğuk bir tezâd-ı sükûn u tanîn:

Küçük, pür-heves, gevherîn katreler

Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz

Olur, muttasıl nevha-ger, nağme-sâz

Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz

Küçük, pür-heves, gevherîn katreler…

                                Tevfik Fikret

Günümüz Türkçesiyle

Yağmur

Küçük, tekdüze, ürkek vuruşlar

Kafeslerde, camlarda titreşerek
Durmadan türkü söyler, ağıt yakar
Kafeslerde, camlarda titreşerek
Küçük, tekdüze, ürkek vuruşlar

Sokaklarda seller ağlaşır

Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır;

Bulutlar karardıkça zerrelere bir

Ağır, olgun dalgalanma gelir;

Bir soğuk gölge çevreyi bürür,

Gündüzden gece yarısı görünür.

Söner şimdi, görünürken demin

Maddesi karşımda bir âlemin

Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere;

Bakıldıkça vahşet çöker yerlere.

Geçer boş sokaktan hayalet gibi

Koşarak bir çocuk, başı örtülü

O sıra, andığım gece, solgun ve bitkin,

Sürür bir kara çarşaflı kadın

Saçaklarda kuşlar – acıdır bu pek! –

Susarlar, uzaktan ulur bir köpek.

Öter ruhumun kulağında boş bir inilti,

Boğuk bir sessizlikle tınlamanın çelişkisi

Küçük, istek dolu, inci gibi damlalar

Sokaklarda, damlarda hep titreşir

Ezgi söyler durmadan, ağıt yakar

Sokaklarda, damlarda hep titreşir

Küçük, istek dolu, inci gibi damlalar…

Şiirin Biçim Yönünden İncelenmesi

Nazım biçimi: serbesttir (şiire özel bir nazım biçimi).

Nazım birimi: Şiir, beyit birimi esas alınarak yazılmıştır, ancak şiirde yapısal bir bütünlük bulunmaktadır. Şiir beş dizelik bir bölümle başlar, on bir beyit devam eder ve tek bir dizeyle son bulur. Şiirdeki son iki beyit ve tek dize bütün olarak düşünülmelidir. Söz konusu bölümler paralellik, kelime tekrarları ve uyaklı kelimeler bakımından birbiriyle ilişkilidir.

Ölçüsü: aruz ölçüsüdür.

Kalıbı: “fe û lün / fe û lün / fe û lün / fe ûl”dür.

Uyak şeması: a(t) b(t) b b(t) a(t) / (Bendin ilk ve son dizeleri tekrar; ikinci ve dördüncü dizeleri tekrar biçiminde uyaklaşmıştır) cc / dd / ee / ff / gg / hh / ıı / ii jj / a(t) b(t) b b(t) a(t) (Son beş dize ilk ve son dizeler tekrar, ikinci ve dördüncü dizeler tekrar biçiminde uyaklaşmıştır. İlk bölümden farkı beş dize bir arada değil iki dize, iki dize, tek dize biçiminde ayrılmıştır)

Şemada görüldüğü gibi şair kendine özgü farklı bir uyak düzeni oluşturmuştur.

Şiirin Ahenk Unsurları 

Uyak – Redif

Küçük, muttarit, muhteriz darbeler –a1 (tekrar)

Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâzb1 (tekrar)
---nağme-sâz – b  
Kafeslerde, camlarda pür-ihtizâzb1  (tekrar) –âz zengin uyak
Küçük, muttarit, muhteriz darbeler – a1 (tekrar)

---ağlaşır

---yaklaşır   “-ır” redif; “-la” tam uyak

---bir

---gelir    “-ir” tam uyak

---hep

---şeb    “-ep, -eb” tam uyak (kulak kafiyesi)

---demin

---âlemin   “-emin” zengin uyak

---pencere

---yerlere    “-ere” zengin uyak

---gibi

---sabî   “-bi” tam uyak

---tebâh

---siyâh    “-âh” zengin uyak

---bu pek

---köpek  "-ek" tam uyak

---enîn

---tanîn   “-nîn” zengin uyak

Küçük, pür-heves, gevherîn katreler – a2 (tekrar)

Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz – b2 (tekrar)

---nağme-sâz – b (tekrar)  

Sokaklarda, damlarda pür-ihtizâz – b2 (tekrar)   -âz” tam uyak

Küçük, pür-heves, gevherîn katreler –a2 (tekrar)

Şiirdeki Diğer Ahenk Unsurları

Şiirde “r” ünsüzünün baskın olarak kullanıldığı görülür. Bu ünsüzün ardından en çok kullanılan diğer ünsüzler “l, k, s, ş, n, m” ünsüzleridir. Bu ünsüzler şiirde aliterasyon oluşturmaktadır.

Şiirde en çok kullanılan ünlüler ise “a, e, ı, i” sesleridir. Bu ünlüler şiirde asonans oluşturmaktadır.

Bunun dışında bazı ekler, kelimeler ve dizelerin tekrarıyla ahenk güçlendirilmiş, yağmurun yağışı okuyucuya duyurulmaya çalışılmıştır.

Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi 

Açıklama – Yorum

Şiirin ilk dizelerinde yağmurun başlaması anlatılır. Yağmur, küçük, tekdüze, ürkek vuruşlarla başlamıştır.

Yağmurun yağışı gittikçe güçlenir; ufuk yaklaşır, bulutlar kararır, soğuk bir gölge çevreyi bürür, sokaklarda seller ağlaşır, tüm pencereler kapalıdır, vahşet çöker her yere, boş sokaktan hayalet gibi bir çocuk geçer, uzaktan bir köpek ulur.

Şair, dönemin baskıcı yönetimiyle ve duygularıyla “yağmur” arasında bir ilgi kurarak karamsar bir tablo çizer. 

Şiirin son bölümünde inci gibi damlalar ezgi söyler, ağıt yakar, titreşir. Bu dizelerde ağır, soğuk ve ürkütücü bir havanın içinde inci tanelerinin görünmesi bize şairin kelimelerini ve dizelerini çağrıştırır. Hava, her ne kadar ürkütücü ve korkutucu olsa da ufak bir umut pırıltısı vardır.

Şiirde biçim ve içeriğin bütünleştiği görülür. Şiirdeki ahenk, dizelerin kümelenişi ve kelimelerin seçimi içeriğe uygun bir yapıdadır. Şiiri okurken adeta gözümüzün önünde bir tablo belirir ve yağmurun yağışını duyar gibi oluruz.

Şiirde parnasizm ve sembolizmin etkileri görülür. Lirik ve pastoral özellikler gösteren şiir, “sanat sanat içindir” anlayışına uygun bir biçimde yazılmıştır.

Şiirin teması: yağmurdur. Şair, adeta bir tablo çizer gibi yağmurun yağışını canlandırmaya çalışmıştır.

Dil ve Anlatım

Şiirde ilk göze çarpan anlamın dize ya da beyitte tamamlanmayıp diğer dizelerde devam etmesidir. Şiir, dize biçiminde okunduğu gibi cümleler biçiminde de okunabilir. Böylece şiir, düzyazıya yaklaştırılmış, ancak ahenk güçlendirilerek düzyazıdan ayrılmıştır.

Şiirin tasvir kısımlarında Arapça ve Farsça tamlamaların, fiillerde ise Türkçe kelimelerin kullanıldığı görülür.

Şiirin tamamında yağmurun yağışı tasvir edilmiştir. Şiiri okurken adeta gözümüzün önünde bir tablo belirir ve yağmurun yağışını duyar gibi oluruz.

Yağmurun tasvirinden şairin karamsar duygular içinde olduğunu görürüz. Havanın karanlık, soğuk ve ürpertici olması ile ülkede baskıcı yönetim arasında bir ilgi kurulabilir.

Şiirin dili, Servetifünun şiirinin dil özelliklerine uygun olarak sanatlı, kapalı ve ağır bir dildir.

Genel Değerlendirme

Servet-i Fünun dergisiyle yeni bir edebiyat hareketinin başlamasına önderlik eden Tevfik Fikret, yazdığı şiirlerle hem konu hem de yapısal açıdan yeni ve farklı bir yol çizmiştir. Şaire göre her şey şiirin konusu olabilir.

Fikret, nazım biçimi, nazım tekniği gibi konulara duyarlılıkla yaklaşırken dil konusunda böyle bir tutum sergilememiştir. Anlatımındaki eski söyleyişe ve kendi yarattığı terkiplere aşırı bağlılık şiirlerini anlaşılması zor bir hale getirmiştir.

Tevfik Fikret, yenilikçi ve değişimci sanat anlayışıyla edebiyat alanında adını duyuran bir sanatçıdır. Yarattığı konu zenginliği ile Türk şiirinin ufkunu açan, yeni bir biçim ve söyleyiş kurgusu oluşturan, kendinden sonra gelen kuşaklara sanat ve fikir bakımından örnek oluşturan bir şairdir.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLAR

Çoban Çeşmesi Şiir İncelemesi

Kaldırımlar Şiir İncelemesi

Elli Kuruş Öykü İncelemesi

Otuz Beş Yaş Şiiri İncelemesi