Yağmur Şiiri İncelemesi
Sokaklarda seyl-âbeler ağlaşır,
Bulutlar karardıkça zerâta bir
Bürür bir soğuk gölge etrâfı hep,
Söner şimdi, manzûr olurken demin
Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere;
Geçer boş sokaktan, hayâlet gibi,
O dem leyl-i yâdımda, solgun,
tebâh,
Saçaklarda kuşlar –hazindir bu pek!
–
Öter gûş-ı rûhumda boş bir enîn,
Küçük, pür-heves, gevherîn katreler
Olur, muttasıl nevha-ger, nağme-sâz
Küçük, pür-heves, gevherîn katreler…
Günümüz
Türkçesiyle
Yağmur
Küçük,
tekdüze, ürkek vuruşlar
Sokaklarda
seller ağlaşır
Bulutlar
karardıkça zerrelere bir
Bir
soğuk gölge çevreyi bürür,
Söner
şimdi, görünürken demin
Açılmaz
ne bir yüz, ne bir pencere;
Geçer
boş sokaktan hayalet gibi
O
sıra, andığım gece, solgun ve bitkin,
Saçaklarda
kuşlar – acıdır bu pek! –
Öter
ruhumun kulağında boş bir inilti,
Küçük,
istek dolu, inci gibi damlalar
Ezgi
söyler durmadan, ağıt yakar
Küçük, istek dolu, inci
gibi damlalar…
Şiirin
Biçim Yönünden İncelenmesi
Nazım
biçimi: serbesttir (şiire özel bir nazım biçimi).
Nazım
birimi: Şiir, beyit birimi esas alınarak yazılmıştır, ancak
şiirde yapısal bir bütünlük bulunmaktadır. Şiir beş dizelik bir bölümle başlar,
on bir beyit devam eder ve tek bir dizeyle son bulur. Şiirdeki son iki beyit ve
tek dize bütün olarak düşünülmelidir. Söz konusu bölümler paralellik, kelime
tekrarları ve uyaklı kelimeler bakımından birbiriyle ilişkilidir.
Ölçüsü:
aruz ölçüsüdür.
Kalıbı:
“fe û lün / fe û lün / fe û lün / fe ûl”dür.
Uyak
şeması: a(t) b(t) b b(t) a(t) / (Bendin ilk ve son dizeleri tekrar; ikinci ve dördüncü dizeleri tekrar
biçiminde uyaklaşmıştır) cc / dd / ee / ff / gg / hh / ıı / ii jj / a(t) b(t)
b b(t) a(t) (Son beş dize ilk ve son
dizeler tekrar, ikinci ve dördüncü dizeler tekrar biçiminde uyaklaşmıştır. İlk
bölümden farkı beş dize bir arada değil iki dize, iki dize, tek dize biçiminde
ayrılmıştır)
Şemada görüldüğü gibi
şair kendine özgü farklı bir uyak düzeni oluşturmuştur.
Şiirin Ahenk Unsurları
Uyak – Redif
Küçük, muttarit, muhteriz darbeler –a1
(tekrar)
---ağlaşır
---bir
---hep
---demin
---pencere
---gibi
---tebâh
---bu pek
---köpek "-ek" tam uyak
---enîn
---tanîn “-nîn” zengin uyak
Küçük,
pür-heves, gevherîn katreler – a2 (tekrar)
Sokaklarda, damlarda
pür-ihtizâz – b2 (tekrar)
---nağme-sâz
– b (tekrar)
Küçük, pür-heves,
gevherîn katreler –a2 (tekrar)
Şiirdeki
Diğer Ahenk Unsurları
Şiirde “r” ünsüzünün
baskın olarak kullanıldığı görülür. Bu ünsüzün ardından en çok kullanılan diğer
ünsüzler “l, k, s, ş, n, m” ünsüzleridir. Bu ünsüzler şiirde aliterasyon
oluşturmaktadır.
Şiirde en çok
kullanılan ünlüler ise “a, e, ı, i” sesleridir. Bu ünlüler şiirde asonans
oluşturmaktadır.
Bunun dışında bazı
ekler, kelimeler ve dizelerin tekrarıyla ahenk güçlendirilmiş, yağmurun yağışı
okuyucuya duyurulmaya çalışılmıştır.
Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi
Açıklama – Yorum
Şiirin ilk dizelerinde
yağmurun başlaması anlatılır. Yağmur, küçük, tekdüze, ürkek vuruşlarla başlamıştır.
Yağmurun yağışı
gittikçe güçlenir; ufuk yaklaşır, bulutlar kararır, soğuk bir gölge çevreyi
bürür, sokaklarda seller ağlaşır, tüm pencereler kapalıdır, vahşet çöker her
yere, boş sokaktan hayalet gibi bir çocuk geçer, uzaktan bir köpek ulur.
Şair, dönemin baskıcı
yönetimiyle ve duygularıyla “yağmur” arasında bir ilgi kurarak karamsar bir
tablo çizer.
Şiirin son bölümünde
inci gibi damlalar ezgi söyler, ağıt yakar, titreşir. Bu dizelerde ağır, soğuk
ve ürkütücü bir havanın içinde inci tanelerinin görünmesi bize şairin
kelimelerini ve dizelerini çağrıştırır. Hava, her ne kadar ürkütücü ve
korkutucu olsa da ufak bir umut pırıltısı vardır.
Şiirde biçim ve
içeriğin bütünleştiği görülür. Şiirdeki ahenk, dizelerin kümelenişi ve
kelimelerin seçimi içeriğe uygun bir yapıdadır. Şiiri okurken adeta gözümüzün
önünde bir tablo belirir ve yağmurun yağışını duyar gibi oluruz.
Şiirde parnasizm ve
sembolizmin etkileri görülür. Lirik ve pastoral özellikler gösteren şiir,
“sanat sanat içindir” anlayışına uygun bir biçimde yazılmıştır.
Şiirin teması: yağmurdur. Şair, adeta bir tablo çizer gibi yağmurun yağışını canlandırmaya çalışmıştır.
Dil ve Anlatım
Şiirde ilk göze çarpan anlamın dize ya da beyitte tamamlanmayıp diğer dizelerde devam etmesidir. Şiir, dize biçiminde okunduğu gibi cümleler biçiminde de okunabilir. Böylece şiir, düzyazıya yaklaştırılmış, ancak ahenk güçlendirilerek düzyazıdan ayrılmıştır.
Şiirin tasvir kısımlarında Arapça ve Farsça tamlamaların, fiillerde ise Türkçe kelimelerin kullanıldığı görülür.
Şiirin tamamında yağmurun yağışı tasvir edilmiştir. Şiiri okurken adeta gözümüzün önünde bir tablo belirir ve yağmurun yağışını duyar gibi oluruz.
Yağmurun tasvirinden şairin karamsar duygular içinde olduğunu görürüz. Havanın karanlık, soğuk ve ürpertici olması ile ülkede baskıcı yönetim arasında bir ilgi kurulabilir.
Şiirin dili, Servetifünun şiirinin dil özelliklerine uygun olarak sanatlı, kapalı ve ağır bir dildir.
Genel Değerlendirme
Servet-i Fünun dergisiyle yeni bir edebiyat hareketinin başlamasına önderlik eden Tevfik Fikret, yazdığı şiirlerle hem konu hem de yapısal açıdan yeni ve farklı bir yol çizmiştir. Şaire göre her şey şiirin konusu olabilir.
Fikret, nazım biçimi, nazım tekniği gibi konulara duyarlılıkla yaklaşırken dil konusunda böyle bir tutum sergilememiştir. Anlatımındaki eski söyleyişe ve kendi yarattığı terkiplere aşırı bağlılık şiirlerini anlaşılması zor bir hale getirmiştir.