İçimizdeki Şeytan Roman İncelemesi

Eser Hakkında

Sabahattin Ali’nin yazmış olduğu “İçimizdeki Şeytan” adlı roman ilk kez 1940 yılında yayınlandı. Yazarın ilk eserlerinden biri olma özelliği taşıyan romanın pek çok basımı yapıldı. Roman, Macide ile Ömer’in aşkını işlemekle birlikte döneminin sosyal ve toplumsal sorunlarını içermesi bakımından Türk edebiyatının önemli eserleri arasında yer almaktadır.

Romanın Özeti

Roman, İstanbul’da bir vapurda, Ömer ve Nihat’ın konuşmasıyla başlar. Ömer, yaşadığı hayattan ve her şeyden sıkıldığını, hiçbir şeyin kendisini heyecanlandırmadığını anlatmaktadır. Tam o sırada vapurda bir kız ilgisini çeker.

Ömer, kızla konuşmak istediği anda büyük bir şaşkınlık yaşar. Kızın yanında teyzesi Emine’yi görür ve kızın uzaktan akrabası olduğunu anlar. Bu sayede uzun süredir ihmal ettiği akrabalarını ziyaret etmeğe başlar.

Kızın adının Macide olduğunu öğrenen Ömer, uzun konuşmalar ve romantik davranışlardan sonra kızı etkilemeyi başarır. İstanbul’a konservatuarda öğrenim için gelen Macide’nin babasının ölümü ve Balıkesir’de bulunan ailesinin ona maddi yardımda bulunamaması nedeniyle akrabalarının evinde sıkıntı yaşamaya başlar. Bu durumu gururuna yediremeyen Macide, Ömer’in evine taşınır.

Birlikte yaşamayı evlilik olarak adlandıran Macide ile Ömer, ciddi maddi sıkıntılar içinde ayakta durmaya çalışır. Bir süre sonra Ömer’in tuhaf fikirli arkadaşlarıyla sık sık bir araya gelmek zorunda olan Macide için hayat anlamsız görünmeye başlar.

Macide’nin hayatını değiştiren önemli olay, Balıkesir’de öğretmeni olan Bedri adlı piyanistle tekrar karşılaşması olur. Ömer’in arkadaşlarından biri olan Bedri, bazı duygular beslediği Macide’yi karşısında görünce büyük şaşkınlık geçirir. Bedri, arada bir Macide ile Ömer’in evine uğramaya ve onlara maddi yardımda bulunmaya başlar.

Ömer, bir hayır derneği için gittikleri müsamerede Macide’nin gözü önünde başka bir kadınla yakınlaşmaya başlar. Bunun üzerine Macide, Ömer’i terk etmeye hazırlanırken Ömer tutuklanır. İki hafta hapiste kalan Ömer, tahliye edileceği gün Bedri’ye artık hayatını farklı bir biçimde yaşamak istediğini, Macide’yi daha fazla mutsuz etmek istemediğini söyler.

Macide, Ömer’den ayrılma kararı verdikten sonra yazdığı mektubu Bedri’ye verir. Macide’nin Ömer’i tutuklanmasından önce terk etmeye karar verdiğini öğrenen Bedri, yıllardır içten içe sevdiği Macide ile birlikte yeni bir hayata adım atar.  

Kişiler

Ömer

Romanın en önemli karakterlerinden biri olan Ömer; iradesiz, inançsız ve kararsız bir kişidir. Hayatında herhangi bir gaye yoktur. Hayat onun için sıkıcı ve boştur. Halktan kopuk, sorumsuz ve bilinçsiz bir hayat sürer. Çevresindeki insanların etkisinde kalarak içindeki şeytana bir türlü dur diyemez. Ömer romanda yarı aydın kişileri temsil eder.

Macide

Duygusal, atılgan, zeki, ölçülü ve kurallarından ödün vermeyen bir kızdır. Henüz hayatı ve toplumu tam anlamıyla tanıyamamıştır. Romanda Anadolu insanını temsil eder.

Nihat

Nihat’ın en büyük ideali rahat ve iyi yaşamak, diğer insanlara hükmedebilmektir. Ona göre güçlü olmak her şeyden daha önemlidir. Bu yolda her şey mubahtır.

Bedri

Bedri pek fazla konuşmayan, emeği ile geçinen, bilinçli, iradeli, dürüst ve araştırmacı bir kişiliktir. Arkadaşlarına her konuda yardımcı olmayı kendine görev edinmiş biridir.

Diğer Kişiler

İsmet Şerif, Prof. Hikmet Bey, Emin Kâmil, Muharrir Hüseyin Bey, Müdür Refik Bey, Seniha, Hafız Süleyman, Emine Hanım, Galip Efendi…

Mekân

Romanda olaylar genellikle İstanbul’da geçmektedir. Ancak geçmişe dönük atıflarda Balıkesir’den de bahsedilir.

Zaman

Romanda yaşananlar yaklaşık üç buçuk aylık bir sürede geçer. Romanın yayınlanma yılının 1940 olduğu ve aksini düşünmemizi gerektirecek bir şey olmadığı için olayların da bu yıllarda geçtiğini varsayabiliriz.

Anlatıcının Bakış Açısı

Roman ilahi (hâkim) bakış açısıyla anlatılmıştır. Anlatıcı yaşanmış ve yaşanacak her şeyi bilir, görür ve duyar. Bu durum kişilerin aklından geçeni okumaya ve psikolojilerini yansıtmaya kadar uzanır. Anlatıcı olayların dışındadır. Olaylar üçüncü tekil şahıs tarafından anlatılır.

Romanın Konusu ve teması

Eser ilk bakışta bir “aşk romanı” gibi görülse de cumhuriyet kavramının henüz sindirilemediği, yeniliklere adapte olamayan halkın uyum çabaları, toplumdaki aydın ve Anadolu insanı ayrımı romanda belirli karakterler üzerinden verilmeye çalışılmıştır.

Eserde yapılan toplumsal eleştirilerin başında yoksulluk, özenti ve insan doğası gelir.

Romanın Türü

Toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazılmış roman, “sosyal roman” türüne girer.

Dil ve Anlatım

Romanda sade, açık ve herkesin anlayabileceği bir dil kullanılmıştır. Romanın akıcı, fazla yoğun olmayan bir anlatımı vardır.

Karakterlerin diyalogları çoğu yerde monologa dönüşür. Bazı konuşmalar oldukça uzundur.

Yazarın kullandığı farklı anlatı yöntemlerinden biri de dönüm noktası teşkil edecek olayların bazen önceden belirtilmesidir.

Genel Değerlendirme

Romanda verilmek istenen mesaj eserin bütününe yayıldığı için okuyucuyu yormaz. Yazar, her karakter üzerinden farklı mesajlar vermeyi ustalıkla başarır.

Romanda asıl anlatılan; bireyin yaşadığı topluma yabancılaşması, yalnızlık ve bazı toplumsal sorunlardır. Yazarın en çok okunan romanlarından biri olan “İçimizdeki Şeytan” bir dönemi gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtması bakımından Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLAR

Yağmur Şiiri İncelemesi

Çoban Çeşmesi Şiir İncelemesi

Kaldırımlar Şiir İncelemesi

Otuz Beş Yaş Şiiri İncelemesi

Elli Kuruş Öykü İncelemesi