Her Şey Yerli Yerinde Şiir İncelemesi


Her Şey Yerli Yerinde

Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan,
Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi

Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Serpilen aydınlıkta dalların arasından
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak

Biliyorum gölgede senin uyuduğunu
Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerin
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu

Belki rüyalarındır bu taze açılmış güller;
Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde,
Bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde,
Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner.

Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
Azapta ruh gibi gıcırdıyor durmadan,
Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan
Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgârda.

                     Ahmet Hamdi Tanpınar

Şiirin Biçim Yönünden İncelenmesi

Şiirin nazım birimi: dörtlüktür.

Ölçüsü: 14’lü hece ölçüsüdür.

Uyak şeması: a b b a / c d d c / e f f e / g h h g / h i i h” biçimindedir. Bu tür uyaklara “sarmal uyak” denir.

Şiirin Uyakları

1. dörtlük

---servi
---evi            “-vi” tam uyak
---durmadan
---uykudan      “-dan” redif

2. dörtlük

---bardak
---yaprak     “-ak” tam uyak
---arasından
---zaman        “-an” tam uyak

3. dörtlük

---uyuduğunu  
---sonu              “-nu” tam uyak
---serin
---kirpiklerin   “-erin” zengin uyak

4. dörtlük

---güller
---siner         “-er” tam uyak
---tepesinde
---sesinde       “-inde” redif; “-es” tam uyak

5. dörtlük

---uzaklarda
---rüzgârda     “-da” redif; “-ar” tam uyak
---durmadan
---maceramızdan   “-dan” redif

Şiirdeki Diğer Ahenk Unsurları

Şiirde uyak ve rediflerin dışında bazı seslerin tekrarıyla iç ahenk sağlanmıştır. Örneğin; “Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner” dizesinde “ü” ünlüsüyle asonans, “Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak” dizesinde “r” ünsüzüyle aliterasyon yapılmıştır.

Şiirde üç kez tekrarlanan “her şey yerli yerinde” sözü hem şiirin ahengini güçlendirmiş, hem de şiire anlam bütünlüğü kazandırmıştır.

Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi

Açıklama – yorum

Şair, iç dünyasında yaşadığı duyguları eşyalar yoluyla yansıtmaya çalışıyor. Eşyalara yüklediği farklı anlamlar, her okuyanda farklı çağrışımlar yapacak biçimde sıralanıyor. Bu nedenle şiiri her okuyanın, şiirden farklı anlamlar çıkarması ve farklı yorumlar yapması doğaldır.

Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan,
Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi

Şiir, tasvirle başlıyor. Her şeyin yerli yerinde olduğu yer, bir evdir. Bu evin bahçesinde bir havuz, havuz başında da bir servi vardır. Bir dolabın uzaklardan gıcırdaması, evi sarmaşıkların ve böcek seslerinin sarması okuyanda terk edilmişlik hissi uyandırıyor. Rüyanın eşyalara aksetmesi ise zamanın geçiciliğine işarettir. Şaire göre ömür bir rüya gibi geçip gitmektedir geriye kalan ise sadece hatıralardır. Evdeki eşyalar, şairin iç dünyasını yansıtmaktadır.

Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Serpilen aydınlıkta dalların arasından
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak

İnsan hayatında bazı şeyler değişir, bazı şeyler değişmez. Evdeki her eşyanın şair için farklı bir anlamı vardır. Zaman hızla geçerken ve pek çok şeyi değiştirirken, bazı şeylerin de aynı kaldığı görülür. Gördüğü her şey şaire geçmişle ilgili bir şeyler hatırlatır. Bu anılar tıpkı evdeki sessizlik gibi şairi suskunluğa ve ıssızlığa iter.

Biliyorum gölgede senin uyuduğunu
Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
Hazların âleminde yumulmuş kirpiklerin
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu

Herkesin hayatında unutamadığı birileri vardır. İnsan, unutamadığı kişileri kendi ruh durumuna göre değişik durumlarda hayal eder. Şair de unutamadığı kişinin serin bir gölgede yüzünde bir tebessümle uyuduğunu hayal ediyor. Belki de sıcak yaz günlerinde serin bir gölgede uyuduğu ve tatlı rüyalar gördüğü günleri hatırlıyor. Sevdiği ve unutamadığı kişiyi de böyle bir durumda hayal ediyor. Şairin gerek bu şiirinde gerekse başka şiirlerinde rüyaları çok önemsediğini görüyoruz.

 Belki rüyalarındır bu taze açılmış güller;
Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde,
Bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde,
Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner.

Şair, bu dörtlükte güllere ve kumrulara atıfta bulunarak sevgiliye duyduğu aşkı dile getiriyor. Güller aşkın, kumrular ise hiç bitmeyen bağlılığın sembolüdür. Bu dizelerde şairin hala âşık olduğunu, yıllar geçse de aşkından pek bir şey eksilmediğini görüyoruz. İnsan ömrü bir rüya gibi gelir geçer. Ancak bazı duygular kalıcıdır, zamanla geçip gitmez. Geçmişte yaşanılanlar adeta eşyaya siner ve her gördüğünüzde onu hatırlatır.

Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
Azapta ruh gibi gıcırdıyor durmadan,
Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan
Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgârda.

Her şey yerli yerindir. Ancak hiçbir şey eskisi gibi değildir. Geçmişe duyulan özlem insana her ne kadar haz verse de beraberinde acı da çektirir. Dolabın gıcırdaması şaire sadece bir şeyler hatırlatmakla kalmıyor, acı da veriyor. Bu dizelerden şairin karmaşık duygular içersinde olduğunu anlıyoruz. Şairin yaşadığı macera; belki sevgiliyle yaşadıkları, belki de ömrün kendisidir. Ancak ne olursa olsun zaman hızla geçmekte, geriye yalnızca anılar kalmaktadır. Son dizedeki güz yaprakları yaşlılığı, rüzgâr ise zamanı simgelemektedir.

Şiirin teması: geçmişe duyulan özlemdir. Ancak bunun yanında “zaman, mekân, rüya, anılar ve aşk” gibi kavramlar da işlenmiştir.

Dil ve Anlatım

Şiir sade, yalın bir dille yazılmasına rağmen, imgelerle ve çağrışımlarla yüklüdür. Şair, iç dünyasını çeşitli eşyalar yoluyla yansıtmayı başarmıştır.

Şiir, lirik ve etkileyici bir anlatıma sahiptir. saf şiir anlayışıyla yazılan şiirde mısra güzelliği dikkat çeker.

Şiirde geçen “servi, dolap, sarmaşıklar, masa, sürahi, bardak, ceylan, yaprak” gibi kelimeler gerçek anlamlarının yanında farklı anlamlar da içermektedir. Şiirdeki anlatım özelliği; okuyucunun hayallerini ve anılarını harekete geçiren, farklı çağrışımlarla şiirin anlamını kişinin anlayışına göre genişleten bir yapıdadır.

Şiirdeki Edebi Sanatlar

Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan” dizesinde teşbih (benzetme) ve teşhis (kişileştirme) sanatları vardır. Eşyanın uykudan aksetmesinde teşbih, uykunun canlı varlıklara has bir özellik olması bakımından da teşhis vardır.

 Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman” dizesinde zaman ceylana benzetilmiş teşbih sanatı var. Aynı dizede zaman kavramına bakma özelliği verilerek teşhis sanatı yapılmıştır.

Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak” dizesinde teşbih sanatı var. Sessizlik yaprakların dökülmesine benzetilmiştir.

Bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde” dizesinde teşbih ve teşhis sanatları vardır. Kumruların sesi aşk türküsüne benzetilmiş (teşbih), türkü söylemek ise insanlara has bir özelliktir (teşhis).

bir dolap uzaklarda / Azapta ruh gibi gıcırdıyor durmadan” sözlerinde teşbih sanatı var. Uzaklarda bir dolabın gıcırdaması, azap çeken bir ruha benzetiliyor.

Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan” dizesinde teşhis sanatı var. Bir şeyler hatırlamak insanlara has bir özelliktir.

Genel Değerlendirme

Şiire genel olarak bakıldığında, ilk dikkati çeken canlı doğa tasvirleridir. Şair, adeta bir tablo çizmektedir. Şairin anlattığı dış mekan, aynı zamanda onun iç dünyasını da yansıtmaktadır. Şair, seçtiği kelimeler ve yaptığı tasvirlerle adeta iç dünyasının kapılarını okuyucuya açmıştır. 

Her okuyanda farklı çağrışımlar ve farklı duygular uyandırma özelliğine sahip olan şiir, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLAR

Yağmur Şiiri İncelemesi

Çoban Çeşmesi Şiir İncelemesi

Kaldırımlar Şiir İncelemesi

Otuz Beş Yaş Şiiri İncelemesi

Elli Kuruş Öykü İncelemesi