Ferda Şiir İncelemesi

 

Ferda

              - Bugünün gençlerine -
Ferda senin; senin bu teceddüt, bu inkılâb…
Her şey senin değil mi ki zâten? Sen, ey şebâb,
ey şehre-i behîc-i ümîd, işte mağkesin
karşısında: Bir semâ-yi seher; saf o bîsehâb,
ağûş-i lerzedârı açık, bekliyor… Şitâb!
Ey fecr-i handezâd-ı hayât, işte herkesin
enzârı sende; sen ki hayâtın ümidisin,
alnında bir sitâre-i nev, yok, âfitâb,
âfâka doğ, önünde şu mâzî-i pürmihen
sönsün müebbeden.
Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün
cennet kadar güzel vatanın var: Şu gördüğün
zümrüd bakışlı, inci şetâretli kızcağız
kimdir, bilir misin? Vatanın… Şimdi saygısız
bir göz bu nazlı çehreye –Allah esirgesin-
kim bir nazarla baksa tahammül eder misin?
İster misin, şu ak sakalın pâk ü muhteşem
pîşâni-i vakarına, bir kirli el demem
hattâ yabancı bir el uzansın? Şu makberi,
râzıy olur musun, taşa tutsun şu serseri?
Elbet hayır; o makber, o pîşâni-i vakûr
kudsî birer misâl-i vatandır… Vatan gayûr
insanların omuzları üstünde yükselir.
Gençler, bütün ümîd-i vatan şimdi sizdedir.
Her şey sizin, vatan da sizin, her şeref sizin;
lâkin unutmayın ki zeman tünd ü mutma’in
bir hatve-i samût ile tağkıyb eder bizi,
önden koşan, fakat yine dikkatle her izi
tağmîka yol bulan bu yanılmaz mu’âkibin
şermende-i itâbı kalırsak, yazık!.. Demin
“Ferdâ senin” dedim, beni alkışladın; hayır,
bir şey senin değil, sana ferdâ vedî’adır;
her şey vedî’adır sana, et genç, unutma ki
senden de bir hisab arar âti-i müşteki.
Mâzîye şimdi sen bakıyorsun pürintibâh,
âtî de senden eyliyecek böyle iştibâh.
her uzvu girdibâb-ı havâyicle sarsılan
bir neslin oğlusun; bunu yâded zeman zeman,
Asrın, unutma, hârikalar asr-ı feyzidir:
Her yıldırımda bir gece, bir gölge devrilir,
bir ufk-ı iğtilâ açılır, yükselir hayât;
yükselmeyen düşer: Ya terakki, ya inhitâl!

Yükselmeli, dokunmalı alnın semâlara;
doymaz beşer dedikleri kuş-, iğtilâlara…
Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;
durmak zemânı geçdi, çalışmak zemanıdır!

                                 Tevfik Fikret

Günümüz Türkçesiyle

Yarın

              - Bugünün gençlerine - 
Yarınlar senin; senin bu devrim, bu yenilik…
Her şey senin değil mi zaten? Sen ey gençlik,
ey umudun güzel yüzü, işte aynan karşında:
temiz ve bulutsuz, ağaran bir gök,
titreyen kucağını açmış, bekliyor… Koş çabuk!
Ey hayatın gülerek doğan sabahı, işte herkesin
gözleri sende; sen ki hayatın umudusun,
alnında yeni bir yıldız, hayır, bir güneş.
doğ ufuklara, önünde şu sıkıntılı geçmiş
sönsün sonsuza değin.
Bir daha yaşanmasın o cehennem; senin bugün
cennet kadar güzel vatanın var: Şu gördüğün
zümrüt bakışlı; inci gülüşlü kızcağız
kimdir, bilir misin? Vatanın… Şimdi saygısız
bir göz bu nazlı yüze -Allah esirgesin-
kötü bir gözle baksa, katlanabilir misin?
İster misin, şu aksakalın temiz, görkemli,
onurlu alnına, bir kirli el şöyle dursun,
hatta yabancı bir el uzansın? Şu mezarı
bırakır mısın, taşa tutsun bir serseri?
Elbette hayır; o mezar, o onurlu alın
kutsal birer örneğidir vatanın… Vatan çalışkan
insanların omuzları üstünde yükselir.
Gençler, vatanın bütün umudu şimdi sizdedir.
Her şey sizin, vatan da sizin, şeref de sizin;
ama unutmayın ki zaman ağır, güvenli,
sessiz adımlarla arkamızdan gelir.
Önden koşan, ama dikkatli her izi
incelemeye yol bulan bu şaşmaz izleyici
paylayıp utandırırsa bizi, yazık! Demin
“Yarınlar senin” dedim, beni alkışladın; hayır,
bir şey senin değil, sana yarın emanettir;
her şey emanettir sana, ey genç, unutma:
senden de hesap sorar, yakınır gelecek.
Geçmişe şimdi sen ibretle bakıyorsun,
gelecek de senden böyle kuşkulanacak.
Her organı ihtiyaç kasırgasıyla sarsılan
bir kuşağın oğlusun; bunu ara sıra anımsa.
Unutma; çağın şimşeklerin bollaştığı çağdır:
Her yıldırımda bir gece, bir gölge yıkılır;
bir yükseliş ufku açılır, yükselir yaşamak;
yükselmeyen düşer: ya ilerlemek, ya yıkılmak!

Yükselmeli, dokunmalı alnın göklere;
doymaz insan denilen kuş, yükselmelere…
Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;
durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!

Şiirin Biçim Yönünden İncelenmesi

Nazım biçimi: Serbest müstezattır.

Nazım birimi: Benttir.

Ölçüsü: Aruz ölçüsüdür.

Kalıbı: mef û lü / fâ i lâ tü / me fâ î lü / fâ i lün

Uyak düzeni: “a a b a a b b a c c d d e e f f g g…” biçiminde devam eder.

Şiirin uyakları

---inkılâb  
---sebâb
---sehâb
---sitâb
---âf-tâb         “-âb” zengin uyak

---ma’kesin
---herkesin
---ümidisin      “-sin” zengin uyak

---mihen
---müebbeden   “-en” tam uyak

---bugün
---gördüğün     “-ün” tam uyak

---kızcağız
---saygısız       “-ız” tam uyak

---esirgesin
---eder misin   “-sin” zengin uyak

---muhteşem
---demem        “-em” tam uyak

---makberi
---serseri         “-eri” zengin uyak

---vakûr
---gayûr         “-ûr” zengin uyak

---yükselir
---sizdedir      “-ir” tam uyak

---sizin
---mutma’in   “-in” tam uyak

---bizi
---izi               “-i” redif; “-iz” tam uyak

---mu’âkıbin
---demin          “-in” tam uyak

---hayır
---vediadır      “-ır” tam uyak

---unutma ki
---müsteki       “-ki” tam uyak

---pürintibâh
---istibâh           “-tibâh” zengin uyak

---sarsılan
---zaman     “-an” tam uyak

---feyzidir
---devrilir    “-ir” tam uyak

---hayât
---inhitât      “-ât” zengin uyak

---semâlara
---i’tilâlara    “-lar a” redif; “-â” tam uyak

---bağır
---zamanıdır   “-ır” tam uyak

Şiirdeki Diğer Ahenk Unsurları

Şiirde uyak ve rediflerin dışında kelime ve ses tekrarları (asonans, aliterasyon) görülür.

“Ferda senin; senin bu teceddüt, bu inkılâb…
  Her şey senin değil mi ki zâten? Sen, ey şebâb”

Bu dizelerde tekrarlanan “senin” kelimesi kelime tekrarına örnek gösterilebilir. Ayrıca “e” sesinin tekrarı asonansa, “n,s” ünsüzlerinin tekrarı da aliterasyona örnek gösterilebilir.

Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi

Açıklama – yorum

Vatan sevgisini coşku ve heyecanla dile getiren şiir, “yarınlar senin; senin bu devrim, senin bu yenilik, her şey senin değil mi zaten” diye başlar. Şairin “sen” dediği gençliktir. Şair, gençliği “umudun güzel yüzü” olarak görür.

Şiirin devamında yarınlarla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getiren şair, yarınları “temiz ve bulutsuz ağaran bir gökyüzüne” benzetir. Yarınlar, gençleri umut dolu gözlerle beklemektedir. Gençlerin önünde duran gelecek yıldızdan daha parlak, güneş kadar aydınlıktır.

Şair, vatanın baskıcı ve sıkıntılı geçmişini cehenneme benzetir. Ancak o günler geride kalmış, yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönem gençlerden çok şey beklemektedir. Bu dizelerden bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin başladığını görüyoruz.

Şair, vatanı “zümrüt bakışlı, inci gülüşlü bir kızcağıza” benzeterek onun aynı zamanda korunmaya muhtaç olduğunu da vurguluyor. Onu canı pahasına koruyacak olan da çalışkan ve yurtsever gençliktir. Çünkü vatan çalışkan insanların omzunda yükselir.

Şaire göre vatanı sevmek yetmez. Aynı zamanda koruyup yüceltmek de gerekir. Vatanın geleceği gençlere emanettir. Eğer gençlik emaneti gereği gibi koruyamaz ve yüceltemezse gelecek nesil de onlardan hesap soracaktır.

Şair, çağın gereklerine dikkat çekerek yaşanılan dönemin şimşeklerin, yıldırımların bollaştığı bir çağ olduğunu belirtir. Bilim ve teknikteki ilerlemeler yükselişteki ufku açmakta, geçmişin sıkıntılarını yok etmektedir. Gençlerin göreviyse bu ilerlemelere ayak uydurmaktır. Şair bu duygu ve düşüncelerini: “Her yıldırımda bir gece, bir gölge yıkılır; / bir yükseliş ufku açılır, yükselir yaşamak; / yükselmeyen düşer: ya ilerlemek, ya yıkılmak!” dizeleriyle dile getirir.

Şair, vatanın bir ferdi olarak gençlere sesleniyor. Gençlerin bilim, sanat ve teknoloji alanındaki gelişmeleri takip etmelerini, böylece yükselmelerini, bunun için de düşünmeleri, araştırmaları, uğraşmaları ve çalışmaları gerektiğini söylüyor. Şaire göre vatanseverlik budur. Bütün bunları gerçekleştirecek olan da gençliktir.

Şiirin teması: vatan sevgisidir. Şiirde geçen; “çalışmak, ilerlemek, vatanseverlik, gelecek” gibi kavramlar tüm toplumların ortak değerleridir. Bu nedenle şiirin teması evrensel bir temadır.

Şiirdeki Edebi Sanatlar

Ferda senin; senin bu teceddüt, bu inkılâb... Dizesinde geçen “teceddüt” ve “inkılab” sözlerinde “tenasüp” sanatı vardır.

Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün
cennet kadar güzel vatanın var: Şu gördüğün
zümrüd bakışlı, inci şetâretli kızcağız
kimdir, bilir-misin? Vatanın… Dizelerinde geçen “cehennem ve cennet” kelimeleri bir arada kullanıldığı için “tezat” (zıtlık) sanatı vardır. Vatan, “zümrüt bakışlı, inci gülüşlü kızcağıza” benzetildiği için “teşbih” (benzetme) sanatı vardır.

“Kimdir, bilir misin?” sözlerinde “istifham” (soru sorma) sanatı var.

“cennet kadar güzel vatanın” sözlerinde “teşbih” sanatı var.

“Sen, ey şebâb,
  ey şehre-i behîc-i ümîd”
  ey fecr-i handezâd-ı hayât” dizelerinde “ey” diye seslenerek “nida” (seslenme) sanatı yapılmıştır. Aynı dizelerde gençlik, “ümidin parlak çehresine” benzetilerek “teşbih” (benzetme) ve “teşhis” (kişileştirme) sanatları bir arada kullanılmıştır.

“işte mağkesin
 karşısında: Bir semâ-yi seher; saf o bîsehâb,
 ağûş-i lerzedârı açık, bekliyor…” Dizelerinde “yarınlar”, saf ve bulutsuz bir semaya benzetilerek “açık istiare” yapılmış. Yarınların titreyen kucağını açmasında ise “teşhis” sanatı var.

“zeman tünd ü mutma’in
bir hatve-i samût ile tağkıyb eder bizi” sözlerinde “teşhis” sanatı var.

“Sönsün müebbeden o cehennem” dizesinde “istiare” sanatı var.

Dil ve Anlatım

Şiirde sanatlı bir söyleyiş vardır. Bu nedenle söz sanatlarından sıkça yararlanılmıştır. Şiir Arapça, Farsça kelime ve tamlamalarla yüklüdür.

Şiirin söyleyişinde coşku ve heyecan vardır. Şiirin söyleyiş biçimi nutuk türüne yakındır, bu nedenle okunuşu da buna uygun olmalıdır.

Şairin yaptığı tasvirler ruhsal durumunu yansıtmaktadır.

Şiirde geçen bazı kelimelere yeni anlamlar kazandırılmıştır. Örneğin; şiirdeki “sema” sözcüğü “yarın” anlamında kullanılmıştır.

Şiirde anlam, bir dizede başlayıp bitmez, diğer dizelerde de devam eder. Bazen de dizenin ortasında başlayıp başka bir dizenin ortasında biter.

Genel Değerlendirme

Baskıcı bir yönetimin idaresinde dönemin şair ve yazarları baskı altına alınmış, hapse atılmış ya da sürülmüştür. Baskı altındaki yazar ve şairler toplumsal yaşamın dışındaki konulara yönelmiş, eserlerinde bireysel duygu ve düşüncelerini anlatmışlardır.

Böyle bir ortamda Tevfik Fikret, çağdaşı diğer şair ve yazarların aksine, geçmiş dönemin baskıcı yönetimini eleştirmiş, geleceğe dair bütün ümidini gençlere bağlamıştır. Bu nedenlerden dolayı şiir edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLAR

Yağmur Şiiri İncelemesi

Çoban Çeşmesi Şiir İncelemesi

Kaldırımlar Şiir İncelemesi

Otuz Beş Yaş Şiiri İncelemesi

Elli Kuruş Öykü İncelemesi