Ahmet Haşim Yollar Şiiri İncelemesi
Yollar
Ahmet Haşim
Günümüz
Türkçesiyle
Şiirin Biçim
Yönünden İncelenmesi
Nazım biçimi: Şiir, “serbest
müstezat” biçiminde yazılmıştır.
Nazım birimi: Şiir bentlerden
oluşmuştur.
Ölçüsü: Şiir, “aruz ölçüsü”
nün değişik kalıplarıyla yazılmıştır.
Uyak düzeni: Şiirin belli
bir uyak düzeni yoktur. Uyaklar belli bir düzene göre değil serbest olarak
kullanılmıştır.
Şiirin Ahenk
Unsurları
“Yollar” şiiri “serbest
müstezat” biçiminde yazılmıştır. Şairi bu biçimi kullanmaya yönelten etken,
şiiri musikiye yaklaştırma düşüncesidir. Bu düşünce şiirin genel yapısına
olduğu kadar ayrıntılarına da hâkimdir. Birbirinin aynı veya birbirine benzer
kelimelerin düzensiz aralıklarla tekrarına dayanan bu yapı şiirin bütününde
kendini güçlü bir biçimde hissettirir.
Dizelerinde
görüldüğü gibi, ahenk açısından birbirine benzer ses ve kelimelerin tekrarı, şiiri
musiki yönünden güçlendirmektedir. Ayrıca şiirde, uzun ve kısa dizelerin
serbestlik içinde kullanılması şiire ayrı bir ahenk kazandırmaktadır.
Şiirin İçerik
Yönünden İncelenmesi
Açıklama – yorum
Ahmet
Haşim, “Yollar” adlı şiirinde hayalle - gerçek arasında
gezinmektedir. Bu gezinme sembolizmin de etkisiyle doruk noktasına çıkar. Şair,
adeta kelimelerle resim çizer. Şiirdeki bu çizim aynı zamanda bilinçaltındaki
çatışmaların da ortaya çıkmasının bir göstergesidir.
Şiirde
geçen “hüzniyle, kısıldı, söndü, aks-i
girye-veşi, sükûniyle” kelimelerinden şairin ruhen bitmek, tükenmek üzere
olduğu anlaşılır. Şiirde ilk olarak karşımıza çıkan bu tükeniş, yaşadığı ortamdan
soyutlanmış bir kişinin açılımını yansıtır. Şairin yaşamına baktığımızda hep
bir kapanma, saklanma hissi vardır. Kendini çirkin bir kişi olarak gören şair,
gündüzleri dışarı çıkmayı sevmez, geceyi ayıpları ve kusurları örten bir ortam
olarak görür.
Şiirde
“yol” mecaz anlamda kullanılır. Şairin
yolu; özleme, arzuya ve sevgiye gider. Bu yolu şair, farklı bir dünyaya giden
araç olarak görür. Zira yollar, bireyi gitmek istediği yere götürür. Şairi
hayalini kurduğu beldeye götürecek olan yollar “kimsesiz, tehi, ebedi ve pür-sükût”tur. Gitmek istediği yer ise “belde-i hayal”dir. Yaşadığı ortamdan kaçıp
kurtulmak isteyen şair, zihninde “açık,
geniş ve hayali bir belde” kurarak düşlerini ve özlemlerini oraya taşır ve
gerçek mutluluğu orada bulur.
Şiirde
“meftûr, bî-mecâl, ölür” sözleri yine
yaşadığı ortamın içersinde şairin kendine yer bulamamasının göstergesidir.
Böylesine bir ortamda yaşamak zorunda kalan şair, mutsuzdur. Şiirin ikinci
dizesinde sezilen barınamayış bu dizelerde pekişir ve “sonra ufkun kucağında ölür…”
Gerçekliğin
bunalttığı ve sıktığı şair, bir kaçış yolu olarak seçtiği “yollar” ile yıldızlara açılacak ve ruhunu dinginleştirerek huzuru
bulacaktır.
Bulunduğu
ortamda yaşadığı karamsarlığı dile getiren şair, kendi içine dönerek
kötülükleri ve karanlıkları silmek ister. Ne var ki şair, içinde bulunduğu
karmaşık durumdan kurtulamaz.
Dizelerindeki
“lâl-i mesâ, meâbid, meçhul”
sözcükleri kapalı, dar mekânların en somut örnekleridir. Şair, uzaklarda,
akşamın kızıllığında duygu ve hayal tapınaklarının kurulduğunu belirterek, en
derin anlamda bulunduğu ortamdan uzaklaşma isteğini dile getirir.
Şiirdeki
“reng-i mesâ, teheyyüc-i rüyâ, sema-yı
lale, miyâh-ı râkide” sözcükleri şairin hayallerini süsleyen “belde-i hayal”in soyut göstergeleridir.
Hayal edilen yerin güzel kokuları, düşleri, sakin suları insanı kendine çekerek
yok oluştan varoluşa götürür.
Şiirde
hayal beldesinden gelen “ötelerin çağrısı” ilk olarak bu dizelerde karşımıza
çıkar. Bir el insanı bu çekiliş cazibesinin derinliklerine davet eder.
Dizelerinde
öteden gelen çağrı “Üzgün ruhları
kendinden geçmeye çağırır” dizesiyle vurgulanır.
Bu
dizelerdeki anahtar sözcük “gel”
çağrısıdır. Karşı konulamaz bir istekle kendini “belde-i hayale” kaptıran şaire, içinde bulunduğu çıkmazdan dolayı kurguladığı
yapay cennete gitme düşüncesi her zaman cazip gelecektir.
Şiirin
sonunda doruğa uzanan duygu tapınakları ve tanrıçalarına duyulan özlem, şair
üzerinde etkisini yoğun bir biçimde gösterir. Bulunduğu ortamdan bunalan şair,
hayalinde kurduğu beldeye derin bir özlem duymaktadır. Bu belde öylesine
büyülüdür ki ona karşı durmak mümkün değildir. Şair, hayatın tüm zorlukları
karşısında hayallerine sığınır.
Şiirin teması: bilinmeyen,
hayali bir ülkeye duyulan özlemdir.
Şiirdeki Söz
Sanatları
Şiirde
yoğun olarak mecaz, kişileştirme (teşhis) ve benzetme (teşbih) sanatları
kullanılmıştır. Bunlardan bazıları:
Şiir
boyunca geçen “yollar” kelimesi mecaz anlamda kullanılmıştır.
“Bir
lamba hüzniyle” dizesinde kişileştirme sanatı
“altın ufuklar” sözünde benzetme sanatı
“aks-i
girye-veşi (ağlamaklı yansıma) sözünde kişileştirme sanatı
“Gecenin avdet-i
sükniyle” (gecenin durgun geri dönüşü) sözünde kişileştirme sanatı
“Yollar / Hep
birer hatt-ı pür sükût oldu” dizesinde geçen “hatt-ı pür sükût” (sessizlik
çizgisi) sözünde benzetme sanatı
“Akşamın sine-i
gubarında” (akşamın tozlu göğsünde) sözünde kişileştirme sanatı
“Onlar hangi
belde-i hayale gider”
dizesinde istifham (soru sormak)
sanatı
“Meftur / ve
muhteriz yine bir nefha-yi hayal esiyor” (bezgin ve çekingen yine bir hayal
yeli esiyor) dizesinde
kişileştirme sanatı
“Büyük denizlere
benzer eteklerinde sükût” dizesinde benzetme
sanatı
“İşte leylin
zalâm-ı bi-dâdı” (işte gecenin acımasız karanlığı) dizesinde kişileştirme sanatı
“Ki câ-be-câ
kapıyor bâb-ı vâ’dini sâye” (Ki yer yer kapıyor verdiği sözün kapısını gölge) dizesinde “kapı” kelimesinde mecaz, “kapıyor verdiği sözün
kapısını gölge” sözünde kişileştirme
sanatı vardır.
Dil ve Anlatım
Şiirin
sembolizm akımının etkisinde yazıldığı görülür. Bu nedenle şair, duygu ve
düşüncelerini doğrudan değil, dolaylı yollardan anlatmayı tercih etmiştir.
Şair, söylemek istediklerini betimlemeler, mecazlar ve çağrışımlar yoluyla
hissettirmeye çalışmıştır. Şiirde en çok “yollar”,
“öteden”, “sükût”,”akşam”, “kimsesiz” kelimelerinin kullanıldığı
görülür.
Şiirde
akıcı bir dil kullanılmış, anlamdan çok musikiye önem verilmiştir.
Serbest
müstezat tekniğine uygun olarak yazılan şiirde anlam, tek bir dizede başlayıp
bitmez, diğer dizelerde de devam eder. Böylece şiir, hem ahenk hem de anlam
yönünden bütünlük kazanmış olur.
Genel
Değerlendirme
Ahmet
Haşim’in “Yollar” adlı şiiri, Türk
edebiyatında sembolizmin etkisiyle yazılmış, şairin iç dünyasını ve şiir
anlayışını en iyi yansıtan şiirlerinden biridir.
Şair,
seçtiği kelimeler ve bu kelimelerden doğan ahenkle, kullandığı renklerle ve
oluşturduğu tablolarla, kendi içinde kurguladığı dünyanın kapılarını bizler
için aralar. İçinde bulunduğu duygu, hayal ve özlemlerini kendine özgü,
başarılı bir biçimde yansıtır.