Merdiven Şiiri İncelemesi

Merdiven

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…

Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta,

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta

Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller,

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…
                                    Ahmet Haşim

Ahmet Haşim’in “Merdiven” isimli şiiri, “Piyale” isimli şiir kitabında yer almaktadır.

Şiirin Biçim Yönünden İncelenmesi

Nazım şekli: Şiir, “serbest nazım” şeklinde yazılmıştır. Mısraların kümelenişi “3 / 2 / 3 / 2” olmak üzere dört bentten oluşmuştur.

Ölçüsü: Şiirde “aruz ölçüsü” kullanılmış olup “me fâ i lün / fe i lâ tün / me fâ ilün / fe i lün” kalıbıyla yazılmıştır.

Şiirin uyak düzeni: “abb cc dde cc” şeklindedir.

Şiirdeki Ahenk Unsurları 

Uyak ve Redifler

yaprak - ağlayarak   “rak” zengin uyak

solmaktaolmakta   “ol” tam uyak; “makta” redif

güller – bülbüller – mermer   “er” tam uyak

dolmaktaolmakta   “ol” tam uyak; “makta” redif

Şiirdeki Diğer Ahenk Unsurları

Kelime tekrarları: “ağır ağır, perde perde, kanar… kanar”

Dize tekrarı: “kızıl havaları seyret ki akşam olmakta” (iki defa tekrar edilmiştir.)

Ayrıca “r” sesi sık kullanılarak “aliterasyon” yapılmıştır.

Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi 

Açıklama – Yorum

Şiirin, bir görünen bir de simgelerle anlatılmış, hissedilen anlamı vardır. Şiirde ilk olarak bir akşam, güneşin batışı ve ortalığı kızıl bir rengin alması tasvir ediliyor. Ancak tasvir edilen her şeyin ayrı bir anlamı vardır.

İlk bakışta görünen: merdiven, güneş rengi sarı yapraklar, yüzün perde perde solması, kanayan güller, dallardaki kanlı bülbüller, sararan sular, tunca benzeyen mermer ve bütün bunların oluşturduğu “gizli bir lisan” vardır.

Şiirin bize hissettirmeye çalıştığı ise hüznün ağır bastığı bu akşam tablosu içinde hayatın sona yaklaştığını anlatan sonbahar mevsimidir. Zamanın geçişi ve yaşlanmayla birlikte bir korkunun da ortaya çıkışı; yüzün perde perde soluşu, bülbüllerin, suların ve mermerin aldığı renk, ne yaparsak yapalım ölümden kaçamayacağımız gerçeğinin birer yansımasıdır.

Bu şiirde geçen “merdiven” hayatı, “güneş rengi sarı yapraklar” anıları, “ağır ağır çıkacaksın” sözleri de ölüme yaklaşmayı çağrıştırır.

Şiirin tamamında karamsar bir tablo hâkimdir.

Şiirin Dil ve Anlatımı

Şiir, lirik bir anlatıma sahiptir, ancak sembolizm akımından da etkilendiği görülmektedir.

Şair, “Merdiven” şiirinde kendi şiir anlayışına uygun olarak, duygu ve düşüncelerini doğrudan değil, dolaylı yönden anlatmayı tercih etmiştir. Sıfat tamlamalarını sıkça kullanarak, betimlemeler yaparak söylemek istediklerini çağrışımlar yoluyla hissettirmeye çalışmıştır.

Şairin, genel olarak şiirlerindeki anlatım özelliği, anlam noktasında okuyucunun hayallerini harekete geçiren, farklı çağrışımlarla şiirin anlamını kişinin anlayışına göre genişleten bir yapıdadır.

Şiirde, anlamdan çok musiki ön plana çıkmış ve mükemmel bir ses güzelliğine ulaşılmıştır.

Şaire göre, şiir anlaşılmak için değil, hissedilmek için okunur. Önemli olan kelimenin anlamı değil, dizedeki söyleniş değeridir.

Şiirde genel olarak sade bir dil kullanılmıştır. Ancak yer yer “sema (gökyüzü), arz (yeryüzü), muttasıl (aralıksız), lisân-ı hafi (gizli dil)” gibi yabancı kökenli kelimelerin de kullanıldığı görülür.

Şiirdeki Edebi Sanatlar

“Alev gibi dallar”, “tunca benziyor mermer” sözlerinde teşbih (benzetme) sanatı vardır.

“Merdiven” kelimesinde açık istiare (benzeyen ve benzetilenden sadece benzetilen verilmiştir) vardır.

“Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer” dizesinde tecahül-i arif sanatı (bilip de bilmezlikten gelme) vardır.

Genel Değerlendirme

Merdiven şiirinin, şairin şiir anlayışına uygun olarak musikiyle iç içe olduğu görülür. Şiirde uyaklar sağlam ve eksiksizdir. Şiir ahenk ve çağrışımlarla yüklüdür.

Şiire genel olarak bakıldığında, ilk dikkati çeken canlı bir doğa tasviridir. Şair, kelimelerle adeta bir tablo çizmektedir. Şairin bulunduğu ortam, dış mekân, batan güneşle birlikte karanlık bir geceye hazırlanıyor. Bu ortamda karamsarlık, hüzün ve korku; hayatının son demlerine gelmiş bir insanın ruh halini hissettiriyor. Şair, seçtiği kelimeler ve bu kelimelerden doğan ahenkle, kullandığı renklerle ve çizdiği tablolarla kendi içinde oluşturduğu dünyanın kapılarını bizler için aralıyor. Tüm bu verilerin ışığında diyebilirim ki bu şiir, Ahmet Haşim’in kendi iç dünyasını ve şiir anlayışını en iyi ifade ettiği şiirlerinden biridir.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLAR

Yağmur Şiiri İncelemesi

Çoban Çeşmesi Şiir İncelemesi

Kaldırımlar Şiir İncelemesi

Elli Kuruş Öykü İncelemesi

Otuz Beş Yaş Şiiri İncelemesi